disconnactuseractus's avatar

disconnactuseractus

£lm
464 Watchers96 Deviations
71.1K
Pageviews

.

1 min read
vardı da oluşu yoktu

















oluşuyordu



oluşu yordu



ölüşüyordu
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In
bu kişi tamamen hayal ürünüdür gerçekle ilgisi yoktur
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In

taslaks

10 min read
-agnostisizm ; bilinmezcilik, tanrının ya da tanrıların varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğini öngören felsefe akımıdır
-nonteizm adı üstünde teizm karşıtlığıdır
-boksör ayaklanması batının 19. yüzyılda çin üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisine karşı çıkartılan bir ayaklanmadır
-çin işkence su tankı 1911 de harry houdini tarafından icat edildi
-üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim demiş ulrike meinhof zamanında
-her ommatidin yüzü farklı bir yöne dönüktür yani sinek önünü arkasını,her iki yanını,üstünü ve altını görebilir 360 derecelik bir açıyla çevresini algılayabilir. sineğin gözü saniyede 100 görüntü alabilir.önceleri bilincim dışında gelişen hiçbirşeye tahammülüm yoktu.sonra herhangi bir yere odaklanı p gözümü sabitlediğim ve bunu yaparken hiçbirşey düşünmediğim ya da hızlı düşünce akışı nedeniyle sonrasında düşünmediğimi sandığım dalmalarım arttı.çevremdeki sabit baktığım yer dışındaki bütün nesneler titreşiyorlardı.neyse bunun ne alakası var şimdi.
-nesnelerin bir ters yüzü vardı insan bunu gördüğünde aklını kaçırırdı demiş sartre..bence sadece bulantı yapar.
-tanrım bana eşyayı olduğu gibi göster
-yamuk bakmak'tan bahsetmiş zizek.
-anamorfoz var stereogram,anagram ..
-küçük izler bırakırım bakacağı yeri bilen gözlerin gördüğü..
-bakış akıştır.bir bakış bütün gerçeği değiştirebilir .gerçek inandığındır da var oysa .gerçeklerle oynarım da..gerçek yalanlar..sadece yalanlar gerçektir
anlıyorum sanırım
-anlamış olmaktan ve hayatta olmaktan daha yanlış bir durum yok
anlıyorum öyleyse yokum
oynuyorum öyleyse tokum

üfürizmalar


damlasakızı misketlimonu hindistancevizi tarçın ve vanilya kokulu tezek

..socrates i hangi cevap susturacak

dıııııııt yanlış cevap.dobznyski. davut un altınyıldızını kazandın ama bu hiçbirşey açıklamıyor

ben sadece insanlar aptaldır teorimle yetindim.sanırım hata yaptım.aptallık eziyettir.aptallık meziyettir.rol yapmayan gerçek aptallardan kurulu bir dünya düşlüyorum..insanan bir salına soğuna bakar.bazen yanılıyorum..herşeyi her zaman doğru yapamazsın ama hiçbir zaman herşeyi yanlış yapmazsın.asıl soru neyi yanlışlıkla yaptığın değil neyi yanlızlıkla yaptığın olmalıdır.evet komik bir yalnızlığımız var ve giderek terbiyesizleşiyor.göğüslerinde,kaburgalarının altında kalp yerine g.t taşıyanları gördüm.taşiaritmi taşikardi bradikardi bakardi..düşünmediğin ya da ilgilenmediğin müddetçe herşeyin iyi olacağını düşünürsün.ama yanılırsın..gözlem yapmak için bir yeteneğim var.insanların tepkilerini okumak için..yaşanan tüm olayların gözlemcisi,dünyanın,duyguların,özlemlerin,ülkelerin,alşkanlıkların bir seyircisi miyim?belki de acıları gözlemci olarak taşımak daha kolay olurdu.yaşanmış düşüncelerimde bir şey arıyorum.acıyı bulamıyorum,yabancılık,özlem bulamıyorum.derin bir sevgi ya da bir ilişki bulamıyorum.hep o gözlemciyi görüyorum..bazen yanılıyorum..sizi sıklıkla insafsız alçaltıcı ve yasadışı yahut salak saf moron olarak niteleyeceğiniz bir şekilde test edeceğim ve çoğu kez haklı olacaksınız.sadece artakalan duygularım değil temel duygularım bile yoktur benim.bazen yanılıyorum.ve bu bazen çok komik oluyor.ciddiyet tek dişi kalmış canavar..sal tarafınıza bakın şimdi soğunuza çok değil birkaç zaman sonunda biriniz gideceksiniz tıpkı diğerlerinizin gideceği gibi

i wish i was a rock in the sea
like a rock in the sea
nothing could budge me

hiçbirşey önemli değildir hepimiz karafatmalarız nehir yatağında ölen antiloplarız yuvarladığı b.k gübresinden hayata bakan b.k böcekleriyiz.herşeyi b.k gibi görürüz.yaptığımız hiçbirşeyin önemi sonsuza kadar sürmez.bu yüzden sefiliz.bazen hayat dolarız sonra boşlarımızı toplarız.yalan yanlış uydurma dolacaksa bırakın boşluklarınızı doldurmayın.uçakta mutlu değilsen aşağı atla.hepimiz uçaktayız ve aşağısı da oldukça uzakta

kutularla sorunlu insanlar kutulara sığmayan insanlardır.biz üç kişiydik ben,altben ve üstben..darağacında üç fidan..tabi bir metafor olarak darağacı bedenimden başka birşey değildir.
bu işe yaramaz vücutta yeterince kısılı kaldım.sonunda çıkıp gitmek iyi olurdu.yokluk ızdıraptan daha iyidir ya da tersi..

hayattan zehirlenmiş hergün kusan birinin tek panzehiri ölüm olurdu.zehirlenmek için yaşamak lazım oysa.en tiksinç ölüm şeklini bulmak için uğraşıyor olabiliriz ama asıl konu adalet. adil olmalı tüm sinekler.. hangi b.ka konuduğunu bilmeli.oysa sinek sinektir .ota da konar b.ka da.çeçe sineği var bir de unutmak..ölmek..
ölü ölüdür

su hem unutturan hem anımsatandır öyle değil mi sevgili lethe

-teorisini yaptığın şey asla gerçeğin kendisi değildir, anlattığın şeye değil anlattıklarına takılırsan anlattığın güneş dahi olsa ağzından çıkanlar parlamayacaktır...

işte bu yüzden bir tablo yapacağım kendimden şaşıbakşaşır olacak.çerçeveletip astığım duvarımdan kayacağım sonra kendi gerçeğime.
____________________________
karakterler;

1-tavşak:çok bilmiş,uzun kulaklı,sağır,herşeye evet der,hızlı koşar çünkü bilir ki ne kadar yavaş giderse o kadar çok yorulur...
2-kör ve dizsiz kız:sefil ama ne kadar az organ o kadar kaliteli duyu..
3-göçük prenses:mahzun,munzur,zavallı..
4-malankolik:adı üstünde mal ve sürekli bıdıldanıyor.egoistin düş hali.uyuşturucu bağımlısı.halüsinasyon karışmış beynin sorunu mantıklı hale getirme yoludur der.göçük prensesin sevgilisi.
5-köstelebek:dorukta gök dipte akıl var der hep dibe doğru uçar ama sonunda da hep çakılır ömrü kısa unutkan resim yapar
6-kirlikçi kız:kurtarıcı misyonu yüklenmiş.merhamet vefa acıma kibir hepsi ona uygun.erkeklerle bir kısırdöngüsü var önce onları kurtarır sonra onlara ihanet eder bu suçluluk duygusuna neden olur bu da gidip bir başkasını kurtarmasına ...yine de o  yaktığı kibritin isinde kirlenirken sen onun yaktığı kibritin yarattığı aydınlık yolda sallana salına yürürsün çünü o buna izin verir.karanlık hobisi var yaşam fobisi var sorunluları karaktersizleri daha çok seviyor çünkü biliyor ki gerçek sorunlular hep bir karakterleri varmış gibi davranır.herkese iyi davranmanın iyi olduğu abartılı bir düşünce bunu bilir ama buna uygun davranamaz  
7-zamanlık:sarı samandan korkuluk.gezegene üşüşen zamanları kovalar.konuşmadığında sürekli dilini damağına yapıştırıp çekerek tiktak sesi çıkartmak gibi bir alışkanlığı var.dindar ve kindar.göçük prensese aşık o da. ama biliyor sevgilisinin malankolik olduğunu.iki gönül bir olunca zamanlık perişan olur
8-mario ve eduardo:'dünyada hiçbirşey yoktur ki sizi bıyıklarınızda dolaşan bir cin kadar eğlendirsin'..
tek başlı iki gövdeli ikiz alkolikler.getto daki bütün portakalların içine votka enjekte etmişlerdi bir zaman.önde olduğu gibi arkada da yüzleri var.gözleri, ağızları..herşeyi görür bilir ve konuşurlar.bu yüzden çok zeki ve küstahlar.onlar  şimdi asker.
9-öbürü : yok. ama varmış gibi yapıyor.
10-pudra çocuk : bembeyaz tenli olduğu için ona öyle denmiş.karanlığa duyarlı.bu yüzden getto da hiç dışarı çıkamaz.karanlık onda gece yanıkları yapıyor.
zaman;

yok

mekan;

hayır burası alis harikalar diyarı değil.küçük prens eski basımının kapağı geldi aklıma kapkara fon ve bir gezegen.gezegenin adı getto olsun.ucu bucağı belirsiz bomboş kapkara sonsuzluk içerisindeki evrende (onlar kısaca boşluk diyorlar buraya)çevresinde sırıtan küçük beyaz puflar uçuşan,iki boyutlu,yuvarlak köşeleri yumuşatılmamış çatlakları oyukları olan bir mekan üstünde fasulye ağacı ve her yaprağında evler kırmızı üçgen çatılı bildiğimiz evlerden değil üstüste binmiş taştan evler.her evin bir ruhu var.sahiplerinin ruhlarını emmiş taştan evler.taş taştır bazıları diğerlerinden daha büyüktür..boşluğa doğru akan su var bir de yamuk kaplumbağalar ve kuzular deniz kabukları...


o gün gün daha ağarmamıştı..gün o günlerde ve hiçbirgün hiç ağarmazdı.hatta gettoluların literatüründe ağarmak diye bir kelime mevcut değildi.güne fasulye ağacının dallarından sarkan yarasaların çığlıklarıyla uyanırlardı.


tavşak güne yarasaların çığlıkları arasında belli belirsiz duyulan bir inleme sesi ile uyanır.ses bir aşağı yapraktan doğru gelmektedir.muhtemelemen kirlikçi kızın evinden diye düşünür.merak eder.bir bakmak üzere evinden çıkıp kaplumbağasına biner(gettoluların hepsinin ulaşımını sağlamaya yardımcı bir tosbağası var) kaplumbağasının kafasını bir türlü kabuğundan çıkaramaz

-terbiyeciye görünme vakti geldi ,diye söylenir.fazla vakit kaybetmemek gerektiğini düşündüğü için koşarak gider kirlikçi kızın yanına

...

tavşak;
-ah kirlikçi kız!küçük terbotum benim.yanan kibritler aşkına neden ağlıyorsun?

o sırada mario ve eduardo ellerinde votka şişeleri keman çalarak sofi solomonun arkasından gidiyorlardır

kirlikçi kız;
-bilmiyorum.uzun süredir içiyorum ve uzun süreye yayılınca tıpkı bir hipopotam gibi altına alıp eziyor beni alkol, ayrıca bugün bir kaç iyi kişiye kötü davrandığımı, hoyratça kalp kırdığımı düşündüm , onun ezikliği  var dı ki üstümde.. üstüme kustular..nasıl hem anlayabiliyorken hem de hiç anlamamışım gibi aynı tepkileri göstermekte ısrar ediyorum?üstüme yapışanlardan sıkıldım.merhamet kibriti bir türlü sönmüyor.her tarafım is oldu.bu aynalar odasında asıl ben i bulmama imkan yok.

tavşak;
-diğerlerinin hiçbir zaman ve hiçbir şekilde senin ahlaki değerlerine ulaşamayacaklarını bildiğinden onlara gösterdiğin merhamet .ama bu kibirden başka birşey değil.kendisini besleme küstahlığı göstermediğim hiçbir karga gözümü oymadı demiş şirinin biri.insanlar böyle.öte yandan sen insan gibi davrananları gördüğünde şaşırmaya devam ediyorsun ve biliyorsun bütün kötülükler bir insanın bir insanı sevmesiyle başlar.varp da kurbağayı sen öpmedin mi?varıp da elmayı sen yemedin mi?yani sen elmayı yiyorsun diye elmanın da seni yemesi şart mı?neyse insanların iyi olduklarına inanmak istiyorsun eğer iyi değillerse bunun sebebi kimyasal olmalı ..iyi olmamaları dışında bu doğru ve iyi değiller.sana gösterilen her insanca girişimi gerçek bir hesap olarak tanımlayıp değerini azaltman gerekir. yine de ben bilmem beyin bilir.

-insan insana bunu yapar mı?bütün hayatımı cevaplar bulmak için harcadım çünkü bir sonraki cevabın birşeyleri değiştireceğini beni daha az mutsuz hale getirebileceğini düşündüm ve biliyorum ki sorularım tükendiği zaman sadece cevaplarım tükenmeyecek umudum da tükenecek.bunu bilmek beni mutlu eder mi?

-çok fazla insan sonunda asla doğru insanı bulamayacak olsalar da bunun için çok fazla enerji harcıyorlar

-bu bu kadar zor olmamalıydı

-evet.bütün evetleri lanetledik iskeletin parmağındaki yüzükten daha uygun değiliz dünyaya


...

tavşak kör ve dizsiz kıza;
-bana bacağını göstermendense ruhunu göstermeni tercih ederdim

-arpa ektim biçemedim bir düş gördüm seçemedim diye yenıt verir kör ve dizsiz kız

-meksika ya kaçalım.eğer meksika ya gidemiyorsam meksika yoktur ya da tekila yoktur.bir uçan balonun kaderini bilir misin

-çok uçarsa patlar mı

-hayır uçmak zorundadır bu onun varoluşudur ama aynı varoluş onu güneşe yakınlaştırır ve patlamasını sağlar böylece kabuğundan sıyrılır özgürleşir içindeki gaz ve dağılır onu taşıyan plastik kapsülse yere iner
bizi çölde bekleyen şey benzer bir deneyim matmazel
lütfen bana iştirak ediniz

-gelirim seninle her yere gelirim kitap yazmak kapsüllülerin işi böylelikle ironikte olabiliriz şeklinde salakça bir cümle kurmuş olmamın sorumlusu ben değilim değilim

-meksika günlükleri koysak kitabın adını satmaz
çölde 40 gün hımm bu ilginç gibi
arayış çok klasik

köstelebek;
-oo görüyorum ki körler sağırlar birbirini ağırlar

-evet demek buradasın

-kahretsin karda geri geri yürüyünce izimi kaybettirdiğimi sanmıştım

-evet bir kitap çıkarmayı düşünüyorum.şimdi bütün büyük ölü şairlerin üzerine basarak çürümüş kemiklerini çiğneyerek çürüyecek kemiklerimi çiğnemek isteyen birileri için birkaç birşey yazıyorum.ama insanlık için yazmayacağım.evrendeki en b.ktan yaşam formu bile anlasın diye yazacağım.sana ne mi evet banane belki de yazmam bunu hiç düşünmedim.

-elinden gelenin ardından koma

-rüyalarımı da yazabilirim aslında

-ben rüyalarımı çiziyorum.genelde kabus desem daha doğru.

-uzun zamandır rüya görmüyordum. saçma. rüya görüyordum belki tabi ama hatırlanabilecek kadar önemli rüyalar değillerdi ki hatırlamıyordum. lakin dün gece bir rüya gördüm.ayrıntılara girmeyeyim rüyamda beni taşlıyorlardı ve ben kaçmaktan yorulmaktan değil de sadece acı çabucak gelip geçsin diye taşlamalarına izin veriyordum.yüzsüz siluet şeklinde yaratıklardı.kim olduklarını bilmiyorum.

-ilk taşı uzun çöpü çeken atsın

-evet kitabımın adı boşluğa toplu giriş ve boşluktan topuklayarak toplu kaçış üzerine sayıklamalar olabilir.bunu şimdi düşündüm.çok mutsuzum vasili.anlatamam bunu.doğduğumdan beri can çekişiyorum başlat müziği ey gün batımı

-saçma.19. dünya savaşında da bir başka şair çıkıp bir başka nükleer sığınaktaki mutasyona uğramış sevgilisinin karaciğerinde oluşmuş ikinci vajinaya güzellemeler dizecek.hem madde dışında herşey müziktir.beethovende b.ktan müzik yapmış gerçekten lenin bu adamı dinlerken duygusallaşıyorum ve bu midemi bulandırıyor demiş .satrancı da bırakmıştı zaman kaybı diye.insan kendini sayıklamaya başlarsa kork.ben bir kitap yazsaydım adı tek adımda son adım olurdu.hem ne var boşlukla alıp veremediğin?neden üzüyor seni karanlık?evreni görünür kılan ışığa üzülsen ya.. bir an gelip de ışığa dönmeye hazırlandığın bu koskoca yaşam aslında karanlığı seçtiğin o tek andan ibaret.
ben ve benim gibi yaklaşık 114 kişi
herşeyini kaybetmiş ve gezegende serseri mayın gibi dolaşıyor
amaçsız inançsız ve karamsar
bir dönemle özdeşleşen herkesi bekleyen şey sıkıntıdır
yenilenemedik ve kötü durumdayız
herşey akıp gidiyor
diyalektik bizi ezdi
bezginliğe ulaşan boşluğun kaynağına da ulaşır
birşey yapmamak lazım

-kötü durumda mıyım
bunu bile bilemiyorum
anlayamıyorum

-sadece sıkılıyorsun daha iyisini düşünemezsin çünkü-

-ama zamanlıkla paylaştım çok beğendi

-mantıklı görüşler dindar insanlar üzerinde işe yaramaz aksi halde hiç dindar insan olmazdı dindarlık mantıksız amacın ve sebepsiz umudun bir sonucudur. quod erat demonstrandum

-evet gettolular nasıl olur da bu boşluğu görmeden hala yaşama devam edip, onun için çaba sarf eder demiş tols tov

-mazel tov

-evet seni seviyorum

-ama ben deseni seviyorum.istikbal g.tlerdedir

der köstelebek ve uçarak oradan uzaklaşır

si tu savais combién je taime çalmaktadır gettoda o esnada

sans toi tous les jours sont blêmes


sıkıldım.gerçekten sıkıldım.her seferinde obsesifliğim ile gelişen yazmayı unuttuklarımın endişesi ya da aklıma gelenleri unutmadan yazmalıyım düşüncesi yahut her tekrar okuyuşumda beğenmeyip düzenleme ihtiyacı duymam (silmeye kıyamadım) sonucu yaptığım editlerden sıkıldım.sanırım bu iş bana göre değil.ilhamın sonu ya tımarhane ya da mezartaşıymış.ayrıca küfürbaz ya da pis ağızlı bir insan da değilimdir ama burada kullandım.bu da sıktı.. üzgünüm..sanırım bu durum giderek kadınların erkekleşmeye erkeklerinde feminenleşmeye başlamasıyla doğru orantılı olabilir.sırf gidişata inat kibarlığımı nezaketimi koruyacağım.nazik kibar yakışıklı olabilirim ama baba olamam.tamam. yeter artık .uyumalıyım.uyku ölümün yarısıdır derler ya ninni de ağıttır öyleyse ıvır zıvır hesabı yavrum kapat artık adisyoooooooon
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In

tassalak

12 min read
karanlıktı ve hiçbirşey göremedim çok sessizdi ve hiçbirşey duyamadım hiçbirşey ve hiç kimse kokmuyordu ve ben korkmuyordum burnum uzuyor ama yalandan değil yaşlanmaktan hissizdim dizsizdim ve ko(nu)şamadım başka duyularımı biledi kimi gökler dokunamadım an(ı)larım diye an(ı)larlar diye lakin daha kötüleriyle de uğraştım normal değilsen insanların aptallıklarına alışmalısın aptal olsalar da içlerinden bazıları canımı çok çekebilir misal ahab la balina arasında ancak bir aptal durur ve kesik acı dindiren endorfin salgılatır sonuçta sen normal değilsen normal normal değildir yani senin onu köpek sanman onun bir köpek olmasını gerektirmez ya da boşluklarını doldursan da o boştur yüklediğin anlamlar da anlamsızlaşır anlamsızda aramızda yanlış bir cevap yok ki çünkü doğru cevapta yok ama bu da yanlış sadece doğru cevabın ne olduğunu bilmiyoruz sonsuzluğa inanırsan hayatın bir önemi kalmaz tıpkı kainata karşı bir böcek kadar önemsiz olur herşey antikahramanlık öldü rakun u kimse merak etmiyor otomatik alis var delik kadının etken maddesi edilgen değil bir erkeğin değil bir tavşanın hiç değil kızılderililer bile yaradılış hikayelerinde insanı kadın ve erkek olarak ayırmaz tanrı ve coyote nin bir gün canı sıkılmış yaptıkları hamurların birine bir çıkıntı birine bir girinti vermiştir böylelikle kadın ve erkek oluşmuştur yine de bana kalırsa ilk insan olabildiğince geniş ve uzun iri cüsseli bir yaratıkmış doğa olayları sonucu bu yaratık ikiye bölünmüş ve bir yarısı kadın diğer yarısı da erkek olmuştur elma yarısı ya da ruh eşi geyikleri de hep buna dayanır hayat ah hayat işte böyle birşeydir birçok oda vardır bu odalarda her kimle tıkılı kalırsan hayatın onunkine eklenir düşünmemeliyim b1 b6 b12

yani diyorum ki gerçeklik yalnızca bir kurallar yığınına ve bir biçime ait olamaz gerçeğin dışında yine gerçek vardır ve sonsuz gerçeklik biçimlerin sonsuz formlarını taşımak zorundadır dünyanın ve insanlığın çoktan yokolduğu bir zaman dilimi insanlığın ürettiği yapay zekalar var
farklı gerçeklik biçimleri birbileri hakkında bu yapay zekalar yoluyla bilgi toplamaya çalışıyor ürettiğimiz birkaç farklı seri var bir maddesel formu yok ya da dalga gibi diyebiliriz sonsuzlukta ya da farklı sonsuzluklarda dolaşıyorlar iki farklı serinin birbiriyle iletişim çabalarını anlatıyor başka bir gerçekliğin yapay zekası bizim zekanın çalışma prensiplerini bozmaya çalışıyor ve diyalog bunun üzerine kurulu
daha üst zekadan yardım istiyor okuyucu bunların yapay zekalar olduğunu bilmeyecek insanlığın yok olduğunu ve bir formu bile olmayan zekaların sonsuzlukta amaçsız dolaşmalarının bile farkında olmayacak sonunda açıklanabilir belki

boşluk üzerine amaçsızlık üzerine olmamak üzerine


ırkçılık yahut faşizm heryerde nereden geldiği nasıl mücadele verilmesi gerektiği belli ve bir tanımı var ama yaşamak için zaten en azına indirdiğin ihtiyaçlarını bulamamanın bir adı yok ki bu sistemin küçük kurumlarından kaynaklanıyor olabilir ama zaten sahip olmak gibi bir derdin yoktur ve hayatında birşey istemiyorsundur.bu yeterli diyerek köşeye iki küçük şey almışsındır.başkalarının belki de sadece onlarla yaşamanın ölüm olacağını düşündüğü şeyler
devler ülkesinde bücürüm yok ki gücüm
ey avama karşı da havassa karşı da nağme ve terennümde bulunan benim gibi öl ki kurtulasın
taneyi gizle
tamamı ile tuzak ol
goncayı sakla damdaki ot ol
kim güzelliğini mezata çıkarırsa ona yüzlerce kötü kaza yüz gösterir

ulan nedir ne değildir diye diye
boşverin ya
filmin başını bulacağız diye sonunu kaçıracağız
kıyamet kopuyor
heraklitos ta bir içki masasında ağzından kaçırmış bir laf laf mı desek gaf mı şimdi görse bizi k.çıyla gülerdi
ayrıca pltona da koyim seni sürekli üçlü diyaloglarla anlamak zorunda değilim.felsefi bigiyi bilgi olarak kabul etmiyorum fizik var kimya var sicim teorisi var misal

aynı nehirde aynı şekilde sonsuz kez yıkanmanın sonsuz durumu vardır

platon olayı baştan çözmüş
her şey diyalogdur
gerçekliğin sonsuz görünüşü varsa sonsuz öznesi vardır
sonsuz öznenin her biriyle sonsuz türden ilişki içine girebilirsin
yani benle konuşabileceğin gibi bir çiçeği koklayabilirsin
çiçek benle konuşmuyor demek için çok erken


her türden fikir her türden bir oluşmuşluktur ve işe yarar

rüyamda gördüm en son baya bir düşünce sonunda bir deniz yani yeşil su bir vida vardı
ve vidaya doğru uzanan morarmış bir el
tamam işte bu buldum dedim
yani ne bulduğumu şimdi hatırlamıyorum ama şundan eminim çok basit birşeydi üzerine bu kadar düşündüğüm şey bu muydu dedim buradan hareketle çalışmalarıma devam ettim


böyle bir diyaloğu başkalarının bilgilenmesi için kullanmıyorum  bu yüzden kendimi özel mi değersiz mi hissedip hissetmemekte kararsızım
neyse ben anlatayım o sırada ikiz kardeşlerle iligili bazı zerzavatçıların yaptığı araştırmalar var bir ikiz kardeş neyi hissederse diğeri de aynı şeyi hissediyor ayrıca doğarken bslendiğimiz ana rahmindeki eşimiz nereye gitti bunlar açıklanmıyor bilimde direk fiziğe uçuyorlar diyorlarki sanal eşin var yan odada ulan şimdiye kadar yaşadığım bütün dejavular belkide rüyamda gördüklerim yok ya

bilmenin ve bilmemenin de keyifli olduğu bir durum bulmalıyız

yani ben şimdi çözecek olsam tüm mevzuyu bunun bir önemi yok ki
bir tek şeyi bilebildiğimizi düşündüğümüzde asla hiç bir şeyi bilemeyeceğimizi kurabilmemiz gerekiyor
ne felsefeyle ne de bilimle öylesine ilgilenmek dışında bir şey yapmamış biri olarak ki okuduğum metinleri de öylesine okumuşumdur
şunu bulabildim
anlatıyorum dostum
sakalımı kaşıdım ve anlatıyorum
olay şu
öncelikle şu düşünülmeli
bilgi imkanlı mıdır
bu zaten düşünüldü ve üzerinde bir çok yorum yapıldı
bir yorum da ben yapmak istiyorum
evet imkanlıdır diyorum buna
ama bunun koşulu olarak imkansızlığın olması gerektiğini ortaya koyuyorum
çünkü bilmek için sonsuz sayıda kavramın varlığının farkında olmalıyız
bu bir bilgiyi oluşturan sonsuz sayıda kavramdır (kavram nedir olayı en son)eğer sonsuzluk içindeki sonsuz sayıda kavram işaretlenebilirse bunu yapabiliriz bu birinci adımdır ikincisi bir kavramı işaretlemek onun sonsuz sayıda kavramla ilişkisini kurmaktır üçüncüsü bir kavramı işaretlemek onun sonsuz hareketinin yasalarını işaretlemektir dördüncüsü işaretlemediğimiz tek bir kavram kalmayana kadar kavramların birbiriyle ilişkisi hakkında hiç bir şey bilemeyiz gereklilikler:
sonsuz bir zaman ve sonsuz bir alan
bunu bilemeyiz
sonsuz bir zaman olup olmadığını ve sonsuz bir alan olup olmadığını bilemeyiz
dolayısıyla
bir kavramı işaretlemeye başladığımızda aslında bomboş bir çaba içerisine gireriz
ihtimal:
bunu bilemediğimizi bilmediğimizi bilemeyiz
dolayısıyla kavramları işaretlemeye devam edebiliriz
kavram sözle ifade edilebilir olduğunda kavramlaşır
sonuç:
eğer tüm kavramları işaretleyebilirsek ve tüm kavramların ki sonsuz kavram sonsuz kavram ilişkilenişi vardır basitçe matematikte buna sonsuzluk çarpı sonsuzluk üssü sonsuzluk derim
bu bizim içinde olduğumuz gerçekliği ve bilgi durumunu algılamaktır derim
zaten gideceksek oraya tekrarın miktarının önemi yok
şimdi bugün birşeyi değiştirdim
bu ilk gerçeklik durumudur
şey diye düşünebilirsin
hayatında hiç deniz görmemiş adamın denizi araması ve denizle ilk karşılaşması
orda bulduğu şey denizdir
ama kafasındaki denizdir
orada başka bir sonsuzluk biçimiyle karşı karşıya kalır
ve işin daha kompleks bir biçimi de şudur
adam yalnızca üretebildiği kavramların sonucu olarak denizi bulmuştur
yani bulduğu şey kendi bilgisinin sınırlarıdır yine
yani o insan bilgisinin kendi sınırlarıdır
sürekli genişleyen ama asla gerçekleşmeyen sınırlarıdır
orada insan ancak sonsuz çabasının sonucunda bir yanılgı tanımı yapabilir
sonsuzluk içinde yanılgıyı işaretleyebilir bir yanılgıyı
ve başa döner ve nerede hata yaptım diye tüm kavramları yeniden işaretler
ve bu sonsuza kadar devam eder sonsuz kez sonsuz yanılgıyı işaretlediğinde bu kez gerçeğin sınırlarına bir kez daha dayanır
ve orada denizi görür işte problem burada denizi görmemesi gerekir çünkü yanılgı düzeltilmiştir ama bu düzeltildiyse denizin de düzelmesi gerekir
ama deniz hala aynı denizdir ve o geri döner ve yanılgıların düzeltilmemesinin yalnızca yanılgının sonsuz doğasının bir parçası olduğunu bulur ve o zaman yanılgı kavramıyla uğraşmaya başlar
bunu artık abartmadan
şunu diyebilirim ki
deniz yoktur
deney falan yapmayın

kimseye, değerini ve anlamını anlayamayacağı bilgilerin verilmemesi gerektiği gibi, kimseye kaldıramayacağı, taşıyamayacağı bilgi de verilmemelidir çünkü taşıyamayacağı bilgi kişiye bir yarar vermeyeceği gibi zararlı da olabilir bu bilgiler belirli semboller ve alegoriler vasıtasıyla aktarılır bilgiler insanlara anlayış düzeylerine göre ve anlayış düzeylerinin ilerlemesine göre derece derece açılan bir sembolizme bürünmüş şekilde verilmelidir
düşündüğüm tek şey
bu işte
kısıtlı sıkıntımda kalmak için her şeyi yaparım çünkü şu anki durumumda sonsuz gerçeklik ilişkileniği durumundayım ve bu rahatsız eder çünkü aklımı koruyamıyorum
yani diyorum ki hiçbirşey olmamak için dahi olsa kçımı kaldıracak yerlerim ağrıyor
ama aslında bir şey diyebiliyorsan
bunu deme imkanın vardır

kendi dinimin peygamberi ve tek müridiyim
özellikle insan gerçekliğinden bahsederken
biraz durmamız gerekiyor
şimdi hala madde ve bilinç ilişkisi diye birşeyden bahsedebiliriz sanırım
ve bundan bahsedebiliyorsak şundan da bahsedebilmeliyiz
maddeyle bilincin en yoğun ve en kusursuz ilişkiye geçebileceği bir form
bu muhtemelen bir uzam ve zaman gerektirir
başka bir uzam ve zaman
bizimkinden çok farklı
bu neredeyse karışımın mükemmel yakınlık sergilediği yerdir
bu biz değiliz çünkü uyum yok
ya da uyum var lan dersen
boynumu bükerim
ama sana şunu derim
gözüm var ama hayvan evladı
göze ne ihtiycacım olacaktı ki böyle olsaydı
hadi ihtiyacım var neden iki tane "ve önde" ve öndeyi tırnak içine aldım
bu ilişki biçimlerinden en olası biçimde kurtulan madde ve bilinç kendine başka bir gerçeklik kuracak
ve bizim gerçekliğimizle ilişkiye geçecek diyorum karışıp karışamayacağımız ve etkileyip etkileyemeceğimizi söylemek için
ukela olmam lazım
evrensel gerçek yoktur gerçeğin zıttı da onunla aynı derecede gerçektir
ama bunların birbirinden farklı olduğunu söylemek zorundayım
çünkü en azından iki gözüm olduğunu hala düşünüyorum
burası lan yoksa noktasıdır
aslında gözlerimin bir anlamı yokta gönül gözü mü var
ve bilinç belirdiğinde madde de ona en üst seviyede eşlik mi eder noktası
ama dediğim gibi gerçek bir şey istiyorsan
şunu diyebilmeliyiz

deniz yoktur

godot gelmez

ve bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir

işte bütün sana sunulan bilgiyi terketmeyi başardktan sonra terki terkediş durumu hasıl olur ki küçükken öcü gelecek diye gözlerini kapayıp 5 e kadar sayman söylendiğinde 6 da ne olacağını bilmemen gibidir bu da sonuçta bildiğin birşey yoktur ve bunun sonu gelmez
ya benim için ilginç olan bir şey kalmadı mesela
ölümdü en ilginç ve korku verici şey
ama bu kalmadı
neden kalmadı dersen
ne ölümü lan mal derim
arada bir yerde affına sığınırım
hiç doğmamış olmak ve ölmek aynı şeydir doğamamış olmaktansa ölmeyi yeğlerdim ya da ölmektense doğamamış olmayı diyeceğim ama bu kavramlar da birşey ifade etmiyor ben de
işte bu da mesela
bilgi teorisini zor kılan şeylerden biri
kavram diyorum çünkü bilgisi sözsel olarak kelimelerle önceden verilmiş
şimdi sen böyle bir şey ürettiğinde
bunun olabilirliğini de dayatıyorsun
ki gerçeğin izni vardır
toprağın asfalt yapılmasına izin verir
ve doğmamış olmanın ölmekle aynı şey olmasına ve senin ölü
yani bak dostum bu şey gibidir ateistim dersin ama bir teizmin varlığını kabul edersin

gerçeğin izin verdiği sınırlar gerçeğin kendisi kadardır
evrim ya da gelişme ya da yapabilirlik her ne b.ksa
tam olarak şudur
biz güneş sönerken ya da bunu anladığımızda gidip bir yıldız çalıp güneşin yerine koyabiliriz
bak burası önemli
ki ben zıttına da kendisine de karşı bile değilim artık hiçbirşey olmamayı ya da hiçbir gerçekliği bünyemde bilincimde bulundurmamayı yeğliyorum tabi ama bu ne derece mümkün
böyle diyorum çünkü kavramları ilişki içine soktum ve olanak sonradan doğar ve genişler ve sınırsızlaşır "çalmak" "uzaklı" "getirmek" "ihtiyaç" ve hadi bu kadar yeter dalga geçmeyeyim sonsuz kavram daha gerekir bunun için ama bu yapılabilirdir evlat ve her şey yapılabilir
denizin ne olduğunu da bulabiliriz aslında ama aslında deniz hiç yokken
bir sandalyeye otururum ama o sandalyeye benden öncekilerin sandalye demiş olması bir anlam ifade etmez benim için san dal ye nedir ya da de niz

kimsiniz lan siz


bu da bilincin sonsuz dağılmışlığının tümleşme çabası gibi geliyor bana
yani ağaç ve kedi ve kutup ayıları ve yosun bir araya gelir ve bunları iletişim içine sokabilirsek esperanto insanlar için ama bilincin farklı formları için bir iletişim kanalı bulunabilirse kimsiniz lan siz diye sorabiliriz
bu olanaklıdır
bu olanak sonsuz ve büyüleyicidir
anlam yeniden yaratılır
savaşların haksız olduğu düşünüldüğü sürece onların bizim üzerimizdeki büyüleyici etkisi sürecektir
ve aynı anlam etrafında toparlanabiliriz
bunun için oldukça sadeleşebilmek gerekir ama sadeleşme problemi çok yoğun ve lanet olsun çok yoğundur çünkü bu varlığın doğasının sonsuz çözülümüdür yani sadeleşmek için sonsuz derecede "aşırı" bir biçimde sonsuza eğrilen bir biçimde karmaşıklaşmamız gerekiyor
o zaman kimsiniz lan siz sorusunu bir taşa bile sorabilirsin ve taş sana ben şuyum diyecektir
bu insan bilgisinin sonsuz işaretlemesinin sonucudur işte
onlar adına onları tanımlayarak
bir dinazorun bir süpernovayla olan ilişki biçimini sonsuz bir biçimde ilişkilendirebilirsen taşla da konuşursun süpernovayla da dinazorla da ve garip bi biçimde "KENDİNLE" de
attığın uzaklık kadar yakınsındır attığın taşa sen sadece taşı atan taş tanrısısındır ayrıca


mizah evrenin karakteriyken
bize çok fazla sanırım
mizahtan vazgeçmemiz gerekiyor olabilir
bir espri yapma hakkını kendimizde görebilmemiz için tanrı olmamız gerekir çünkü yapıldıysa tek espriyi tanrı yapmıştır yapılmadıysa espri kavramını sonsuz bir içerik ve dolayımla dolduruyor çalışıyor olabiliriz
ve bence her iki durumda da çok gerekli değil
büyük düşünürler büyük düşünür kavramının içine sıkışmış yosmalardır al sana espri lan
yapmayalım yaptırmayalım espri
çünkü bu gereksiz
espriyle zaman harcayamayacak kadar yoğunuz
espri de bir kavram olarak şart değil ve öğrenilmediği sürece zarar oluşturmaz ki burdan çıkarcı bir yaklaşım sözkonusu diye düşünebilirsin alakası yok zararı olmadığı için değil yararı da olmadığı belki de oldupğu adece bunun bilinecek kadar önemli olmadı konus üzerinde muvafıkım ben
espri tamamlanmadan bilginin ön koşulu tamamlanamaz
hata yaptım galiba
espri olmadan hiç bir şey tamamlanamaz galiba
en son espriyi tamamlayalım diyecektim ama
yemeğe son olarak biber atmak gibi
ama yemek yapmıyoruz
yemek nedir ona bakıyoruz
neyse boşver
bence tek düğmeye basıldığında sıfırlanacak bir beyin lazım
yemek ya da biber kavramları üzerinde durmayalım

sadece ahmaklar espriyi paradoksa dönüştürür

sensin espri
haydn başbaş
çav bambino
bir uzay bulursan haber ver

hola hop gibi birşey bulacak kadar bile aklım kalmadı
akıl enerjiyle yaşayan bir hayvandır
tasavvufta da birşey yok
oraya da girdim çıktım
dincilerin yanına koştum
onlar da birşey bilmiyor
aynştayn bile birşey bilmediğini söylüyor
delilikte zaten hiç birşey yok
sanırım buraya kadar
iyiliğe ahlaka ve kanta baktım
onlar zaten umutsuz
varoluşçular b.ktan başını çıkaramayan adamlar
bittik galiba

yalnız içe çökmek diye birşey yok dibe çökmek ve içe dönmek kavramları vardır ki dibe çökmeyi yeğlerim şey olarak dibe çöküş  fazlalıkların taşmasına sbep olur ki bu da yenilenmekten başka bişey değildir kanımca kavramlardan nefret ediyorum nefret de etmiyorum hiçbirşeyden aslında bu da bir kavram bu kötü bir -şey -neyse

bu taslak 2 ydi taslak 1 ile birleştireceğim bir vakit anlamlı ve anlaşılabilir hale gelmek üzere hoşçakalın ki bu da çok önemli değil kim ki buraya kadar okumuşsa madalyonun öteki düzü
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In

.............

1 min read
eylem halindeki hiçlik
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In
Featured

. by disconnactuseractus, journal

______________________ by disconnactuseractus, journal

taslaks by disconnactuseractus, journal

tassalak by disconnactuseractus, journal

............. by disconnactuseractus, journal