-agnostisizm ; bilinmezcilik, tanrının ya da tanrıların varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğini öngören felsefe akımıdır
-nonteizm adı üstünde teizm karşıtlığıdır
-boksör ayaklanması batının 19. yüzyılda çin üzerindeki ekonomik ve siyasi etkisine karşı çıkartılan bir ayaklanmadır
-çin işkence su tankı 1911 de harry houdini tarafından icat edildi
-üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim demiş ulrike meinhof zamanında
-her ommatidin yüzü farklı bir yöne dönüktür yani sinek önünü arkasını,her iki yanını,üstünü ve altını görebilir 360 derecelik bir açıyla çevresini algılayabilir. sineğin gözü saniyede 100 görüntü alabilir.önceleri bilincim dışında gelişen hiçbirşeye tahammülüm yoktu.sonra herhangi bir yere odaklanı p gözümü sabitlediğim ve bunu yaparken hiçbirşey düşünmediğim ya da hızlı düşünce akışı nedeniyle sonrasında düşünmediğimi sandığım dalmalarım arttı.çevremdeki sabit baktığım yer dışındaki bütün nesneler titreşiyorlardı.neyse bunun ne alakası var şimdi.
-nesnelerin bir ters yüzü vardı insan bunu gördüğünde aklını kaçırırdı demiş sartre..bence sadece bulantı yapar.
-tanrım bana eşyayı olduğu gibi göster
-yamuk bakmak'tan bahsetmiş zizek.
-anamorfoz var stereogram,anagram ..
-küçük izler bırakırım bakacağı yeri bilen gözlerin gördüğü..
-bakış akıştır.bir bakış bütün gerçeği değiştirebilir .gerçek inandığındır da var oysa .gerçeklerle oynarım da..gerçek yalanlar..sadece yalanlar gerçektir
anlıyorum sanırım
-anlamış olmaktan ve hayatta olmaktan daha yanlış bir durum yok
anlıyorum öyleyse yokum
oynuyorum öyleyse tokum
üfürizmalar
damlasakızı misketlimonu hindistancevizi tarçın ve vanilya kokulu tezek
..socrates i hangi cevap susturacak
dıııııııt yanlış cevap.dobznyski. davut un altınyıldızını kazandın ama bu hiçbirşey açıklamıyor
ben sadece insanlar aptaldır teorimle yetindim.sanırım hata yaptım.aptallık eziyettir.aptallık meziyettir.rol yapmayan gerçek aptallardan kurulu bir dünya düşlüyorum..insanan bir salına soğuna bakar.bazen yanılıyorum..herşeyi her zaman doğru yapamazsın ama hiçbir zaman herşeyi yanlış yapmazsın.asıl soru neyi yanlışlıkla yaptığın değil neyi yanlızlıkla yaptığın olmalıdır.evet komik bir yalnızlığımız var ve giderek terbiyesizleşiyor.göğüslerinde,kaburgalarının altında kalp yerine g.t taşıyanları gördüm.taşiaritmi taşikardi bradikardi bakardi..düşünmediğin ya da ilgilenmediğin müddetçe herşeyin iyi olacağını düşünürsün.ama yanılırsın..gözlem yapmak için bir yeteneğim var.insanların tepkilerini okumak için..yaşanan tüm olayların gözlemcisi,dünyanın,duyguların,özlemlerin,ülkelerin,alşkanlıkların bir seyircisi miyim?belki de acıları gözlemci olarak taşımak daha kolay olurdu.yaşanmış düşüncelerimde bir şey arıyorum.acıyı bulamıyorum,yabancılık,özlem bulamıyorum.derin bir sevgi ya da bir ilişki bulamıyorum.hep o gözlemciyi görüyorum..bazen yanılıyorum..sizi sıklıkla insafsız alçaltıcı ve yasadışı yahut salak saf moron olarak niteleyeceğiniz bir şekilde test edeceğim ve çoğu kez haklı olacaksınız.sadece artakalan duygularım değil temel duygularım bile yoktur benim.bazen yanılıyorum.ve bu bazen çok komik oluyor.ciddiyet tek dişi kalmış canavar..sal tarafınıza bakın şimdi soğunuza çok değil birkaç zaman sonunda biriniz gideceksiniz tıpkı diğerlerinizin gideceği gibi
i wish i was a rock in the sea
like a rock in the sea
nothing could budge me
hiçbirşey önemli değildir hepimiz karafatmalarız nehir yatağında ölen antiloplarız yuvarladığı b.k gübresinden hayata bakan b.k böcekleriyiz.herşeyi b.k gibi görürüz.yaptığımız hiçbirşeyin önemi sonsuza kadar sürmez.bu yüzden sefiliz.bazen hayat dolarız sonra boşlarımızı toplarız.yalan yanlış uydurma dolacaksa bırakın boşluklarınızı doldurmayın.uçakta mutlu değilsen aşağı atla.hepimiz uçaktayız ve aşağısı da oldukça uzakta
kutularla sorunlu insanlar kutulara sığmayan insanlardır.biz üç kişiydik ben,altben ve üstben..darağacında üç fidan..tabi bir metafor olarak darağacı bedenimden başka birşey değildir.
bu işe yaramaz vücutta yeterince kısılı kaldım.sonunda çıkıp gitmek iyi olurdu.yokluk ızdıraptan daha iyidir ya da tersi..
hayattan zehirlenmiş hergün kusan birinin tek panzehiri ölüm olurdu.zehirlenmek için yaşamak lazım oysa.en tiksinç ölüm şeklini bulmak için uğraşıyor olabiliriz ama asıl konu adalet. adil olmalı tüm sinekler.. hangi b.ka konuduğunu bilmeli.oysa sinek sinektir .ota da konar b.ka da.çeçe sineği var bir de unutmak..ölmek..
ölü ölüdür
su hem unutturan hem anımsatandır öyle değil mi sevgili lethe
-teorisini yaptığın şey asla gerçeğin kendisi değildir, anlattığın şeye değil anlattıklarına takılırsan anlattığın güneş dahi olsa ağzından çıkanlar parlamayacaktır...
işte bu yüzden bir tablo yapacağım kendimden şaşıbakşaşır olacak.çerçeveletip astığım duvarımdan kayacağım sonra kendi gerçeğime.
____________________________
karakterler;
1-tavşak:çok bilmiş,uzun kulaklı,sağır,herşeye evet der,hızlı koşar çünkü bilir ki ne kadar yavaş giderse o kadar çok yorulur...
2-kör ve dizsiz kız:sefil ama ne kadar az organ o kadar kaliteli duyu..
3-göçük prenses:mahzun,munzur,zavallı..
4-malankolik:adı üstünde mal ve sürekli bıdıldanıyor.egoistin düş hali.uyuşturucu bağımlısı.halüsinasyon karışmış beynin sorunu mantıklı hale getirme yoludur der.göçük prensesin sevgilisi.
5-köstelebek:dorukta gök dipte akıl var der hep dibe doğru uçar ama sonunda da hep çakılır ömrü kısa unutkan resim yapar
6-kirlikçi kız:kurtarıcı misyonu yüklenmiş.merhamet vefa acıma kibir hepsi ona uygun.erkeklerle bir kısırdöngüsü var önce onları kurtarır sonra onlara ihanet eder bu suçluluk duygusuna neden olur bu da gidip bir başkasını kurtarmasına ...yine de o yaktığı kibritin isinde kirlenirken sen onun yaktığı kibritin yarattığı aydınlık yolda sallana salına yürürsün çünü o buna izin verir.karanlık hobisi var yaşam fobisi var sorunluları karaktersizleri daha çok seviyor çünkü biliyor ki gerçek sorunlular hep bir karakterleri varmış gibi davranır.herkese iyi davranmanın iyi olduğu abartılı bir düşünce bunu bilir ama buna uygun davranamaz
7-zamanlık:sarı samandan korkuluk.gezegene üşüşen zamanları kovalar.konuşmadığında sürekli dilini damağına yapıştırıp çekerek tiktak sesi çıkartmak gibi bir alışkanlığı var.dindar ve kindar.göçük prensese aşık o da. ama biliyor sevgilisinin malankolik olduğunu.iki gönül bir olunca zamanlık perişan olur
8-mario ve eduardo:'dünyada hiçbirşey yoktur ki sizi bıyıklarınızda dolaşan bir cin kadar eğlendirsin'..
tek başlı iki gövdeli ikiz alkolikler.getto daki bütün portakalların içine votka enjekte etmişlerdi bir zaman.önde olduğu gibi arkada da yüzleri var.gözleri, ağızları..herşeyi görür bilir ve konuşurlar.bu yüzden çok zeki ve küstahlar.onlar şimdi asker.
9-öbürü : yok. ama varmış gibi yapıyor.
10-pudra çocuk : bembeyaz tenli olduğu için ona öyle denmiş.karanlığa duyarlı.bu yüzden getto da hiç dışarı çıkamaz.karanlık onda gece yanıkları yapıyor.
zaman;
yok
mekan;
hayır burası alis harikalar diyarı değil.küçük prens eski basımının kapağı geldi aklıma kapkara fon ve bir gezegen.gezegenin adı getto olsun.ucu bucağı belirsiz bomboş kapkara sonsuzluk içerisindeki evrende (onlar kısaca boşluk diyorlar buraya)çevresinde sırıtan küçük beyaz puflar uçuşan,iki boyutlu,yuvarlak köşeleri yumuşatılmamış çatlakları oyukları olan bir mekan üstünde fasulye ağacı ve her yaprağında evler kırmızı üçgen çatılı bildiğimiz evlerden değil üstüste binmiş taştan evler.her evin bir ruhu var.sahiplerinin ruhlarını emmiş taştan evler.taş taştır bazıları diğerlerinden daha büyüktür..boşluğa doğru akan su var bir de yamuk kaplumbağalar ve kuzular deniz kabukları...
o gün gün daha ağarmamıştı..gün o günlerde ve hiçbirgün hiç ağarmazdı.hatta gettoluların literatüründe ağarmak diye bir kelime mevcut değildi.güne fasulye ağacının dallarından sarkan yarasaların çığlıklarıyla uyanırlardı.
tavşak güne yarasaların çığlıkları arasında belli belirsiz duyulan bir inleme sesi ile uyanır.ses bir aşağı yapraktan doğru gelmektedir.muhtemelemen kirlikçi kızın evinden diye düşünür.merak eder.bir bakmak üzere evinden çıkıp kaplumbağasına biner(gettoluların hepsinin ulaşımını sağlamaya yardımcı bir tosbağası var) kaplumbağasının kafasını bir türlü kabuğundan çıkaramaz
-terbiyeciye görünme vakti geldi ,diye söylenir.fazla vakit kaybetmemek gerektiğini düşündüğü için koşarak gider kirlikçi kızın yanına
...
tavşak;
-ah kirlikçi kız!küçük terbotum benim.yanan kibritler aşkına neden ağlıyorsun?
o sırada mario ve eduardo ellerinde votka şişeleri keman çalarak sofi solomonun arkasından gidiyorlardır
kirlikçi kız;
-bilmiyorum.uzun süredir içiyorum ve uzun süreye yayılınca tıpkı bir hipopotam gibi altına alıp eziyor beni alkol, ayrıca bugün bir kaç iyi kişiye kötü davrandığımı, hoyratça kalp kırdığımı düşündüm , onun ezikliği var dı ki üstümde.. üstüme kustular..nasıl hem anlayabiliyorken hem de hiç anlamamışım gibi aynı tepkileri göstermekte ısrar ediyorum?üstüme yapışanlardan sıkıldım.merhamet kibriti bir türlü sönmüyor.her tarafım is oldu.bu aynalar odasında asıl ben i bulmama imkan yok.
tavşak;
-diğerlerinin hiçbir zaman ve hiçbir şekilde senin ahlaki değerlerine ulaşamayacaklarını bildiğinden onlara gösterdiğin merhamet .ama bu kibirden başka birşey değil.kendisini besleme küstahlığı göstermediğim hiçbir karga gözümü oymadı demiş şirinin biri.insanlar böyle.öte yandan sen insan gibi davrananları gördüğünde şaşırmaya devam ediyorsun ve biliyorsun bütün kötülükler bir insanın bir insanı sevmesiyle başlar.varp da kurbağayı sen öpmedin mi?varıp da elmayı sen yemedin mi?yani sen elmayı yiyorsun diye elmanın da seni yemesi şart mı?neyse insanların iyi olduklarına inanmak istiyorsun eğer iyi değillerse bunun sebebi kimyasal olmalı ..iyi olmamaları dışında bu doğru ve iyi değiller.sana gösterilen her insanca girişimi gerçek bir hesap olarak tanımlayıp değerini azaltman gerekir. yine de ben bilmem beyin bilir.
-insan insana bunu yapar mı?bütün hayatımı cevaplar bulmak için harcadım çünkü bir sonraki cevabın birşeyleri değiştireceğini beni daha az mutsuz hale getirebileceğini düşündüm ve biliyorum ki sorularım tükendiği zaman sadece cevaplarım tükenmeyecek umudum da tükenecek.bunu bilmek beni mutlu eder mi?
-çok fazla insan sonunda asla doğru insanı bulamayacak olsalar da bunun için çok fazla enerji harcıyorlar
-bu bu kadar zor olmamalıydı
-evet.bütün evetleri lanetledik iskeletin parmağındaki yüzükten daha uygun değiliz dünyaya
...
tavşak kör ve dizsiz kıza;
-bana bacağını göstermendense ruhunu göstermeni tercih ederdim
-arpa ektim biçemedim bir düş gördüm seçemedim diye yenıt verir kör ve dizsiz kız
-meksika ya kaçalım.eğer meksika ya gidemiyorsam meksika yoktur ya da tekila yoktur.bir uçan balonun kaderini bilir misin
-çok uçarsa patlar mı
-hayır uçmak zorundadır bu onun varoluşudur ama aynı varoluş onu güneşe yakınlaştırır ve patlamasını sağlar böylece kabuğundan sıyrılır özgürleşir içindeki gaz ve dağılır onu taşıyan plastik kapsülse yere iner
bizi çölde bekleyen şey benzer bir deneyim matmazel
lütfen bana iştirak ediniz
-gelirim seninle her yere gelirim kitap yazmak kapsüllülerin işi böylelikle ironikte olabiliriz şeklinde salakça bir cümle kurmuş olmamın sorumlusu ben değilim değilim
-meksika günlükleri koysak kitabın adını satmaz
çölde 40 gün hımm bu ilginç gibi
arayış çok klasik
köstelebek;
-oo görüyorum ki körler sağırlar birbirini ağırlar
-evet demek buradasın
-kahretsin karda geri geri yürüyünce izimi kaybettirdiğimi sanmıştım
-evet bir kitap çıkarmayı düşünüyorum.şimdi bütün büyük ölü şairlerin üzerine basarak çürümüş kemiklerini çiğneyerek çürüyecek kemiklerimi çiğnemek isteyen birileri için birkaç birşey yazıyorum.ama insanlık için yazmayacağım.evrendeki en b.ktan yaşam formu bile anlasın diye yazacağım.sana ne mi evet banane belki de yazmam bunu hiç düşünmedim.
-elinden gelenin ardından koma
-rüyalarımı da yazabilirim aslında
-ben rüyalarımı çiziyorum.genelde kabus desem daha doğru.
-uzun zamandır rüya görmüyordum. saçma. rüya görüyordum belki tabi ama hatırlanabilecek kadar önemli rüyalar değillerdi ki hatırlamıyordum. lakin dün gece bir rüya gördüm.ayrıntılara girmeyeyim rüyamda beni taşlıyorlardı ve ben kaçmaktan yorulmaktan değil de sadece acı çabucak gelip geçsin diye taşlamalarına izin veriyordum.yüzsüz siluet şeklinde yaratıklardı.kim olduklarını bilmiyorum.
-ilk taşı uzun çöpü çeken atsın
-evet kitabımın adı boşluğa toplu giriş ve boşluktan topuklayarak toplu kaçış üzerine sayıklamalar olabilir.bunu şimdi düşündüm.çok mutsuzum vasili.anlatamam bunu.doğduğumdan beri can çekişiyorum başlat müziği ey gün batımı
-saçma.19. dünya savaşında da bir başka şair çıkıp bir başka nükleer sığınaktaki mutasyona uğramış sevgilisinin karaciğerinde oluşmuş ikinci vajinaya güzellemeler dizecek.hem madde dışında herşey müziktir.beethovende b.ktan müzik yapmış gerçekten lenin bu adamı dinlerken duygusallaşıyorum ve bu midemi bulandırıyor demiş .satrancı da bırakmıştı zaman kaybı diye.insan kendini sayıklamaya başlarsa kork.ben bir kitap yazsaydım adı tek adımda son adım olurdu.hem ne var boşlukla alıp veremediğin?neden üzüyor seni karanlık?evreni görünür kılan ışığa üzülsen ya.. bir an gelip de ışığa dönmeye hazırlandığın bu koskoca yaşam aslında karanlığı seçtiğin o tek andan ibaret.
ben ve benim gibi yaklaşık 114 kişi
herşeyini kaybetmiş ve gezegende serseri mayın gibi dolaşıyor
amaçsız inançsız ve karamsar
bir dönemle özdeşleşen herkesi bekleyen şey sıkıntıdır
yenilenemedik ve kötü durumdayız
herşey akıp gidiyor
diyalektik bizi ezdi
bezginliğe ulaşan boşluğun kaynağına da ulaşır
birşey yapmamak lazım
-kötü durumda mıyım
bunu bile bilemiyorum
anlayamıyorum
-sadece sıkılıyorsun daha iyisini düşünemezsin çünkü-
-ama zamanlıkla paylaştım çok beğendi
-mantıklı görüşler dindar insanlar üzerinde işe yaramaz aksi halde hiç dindar insan olmazdı dindarlık mantıksız amacın ve sebepsiz umudun bir sonucudur. quod erat demonstrandum
-evet gettolular nasıl olur da bu boşluğu görmeden hala yaşama devam edip, onun için çaba sarf eder demiş tols tov
-mazel tov
-evet seni seviyorum
-ama ben deseni seviyorum.istikbal g.tlerdedir
der köstelebek ve uçarak oradan uzaklaşır
si tu savais combién je taime çalmaktadır gettoda o esnada
sans toi tous les jours sont blêmes
sıkıldım.gerçekten sıkıldım.her seferinde obsesifliğim ile gelişen yazmayı unuttuklarımın endişesi ya da aklıma gelenleri unutmadan yazmalıyım düşüncesi yahut her tekrar okuyuşumda beğenmeyip düzenleme ihtiyacı duymam (silmeye kıyamadım) sonucu yaptığım editlerden sıkıldım.sanırım bu iş bana göre değil.ilhamın sonu ya tımarhane ya da mezartaşıymış.ayrıca küfürbaz ya da pis ağızlı bir insan da değilimdir ama burada kullandım.bu da sıktı.. üzgünüm..sanırım bu durum giderek kadınların erkekleşmeye erkeklerinde feminenleşmeye başlamasıyla doğru orantılı olabilir.sırf gidişata inat kibarlığımı nezaketimi koruyacağım.nazik kibar yakışıklı olabilirim ama baba olamam.tamam. yeter artık .uyumalıyım.uyku ölümün yarısıdır derler ya ninni de ağıttır öyleyse ıvır zıvır hesabı yavrum kapat artık adisyoooooooon